AHMED RASİM / RAST / SOFYAN / ŞARKI
Leb-i rengînine bir gül konsun
O gülün üstüne bülbül konsun
Zülfünün gerçi menendi olmaz
Adı ammâ yine sünbül olsun
Güfte: Ahmed Rasim
Parlak ve renkli dudaklarına bir gül konsun. O gülün üstüne bülbül konsun. Gerçi saçlarının bir eşi benzeri bulunmaz ama yine de o saçların adı sünbül olsun.
KAPTANZÂDE A. RIZÂ BEY / ACEMKÜRDÎ / D. HİNDÎ / ŞARKI
Leyl olur ki hüzn içinde her nefes bir âh olur
Meşreb-i dildâre karşı bir derin eyvâh olur
Âkıbet hülyâ biter de son telehhüf vâh olur
Yükselen feryâd-ı nâ-şâd bir hazîn eyvâh olur
Güfte: Hâmid Refik Bey
Öyle geceler yaşarım ki, üzüntüler içinde, aldığım her nefes bir ‘ah’ olur. Nefeslerim, sevgilinin huylarına karşı derin bir ‘eyvah’ olur. Sonunda kuruntular biter ve üzüntüden yanıp yakılmamın son hali ‘vah’ olur. Yükselen acı feryadım hüzünlü bir ‘eyvah’a dönüşür.
AHMET MİTHAT BEY / HİCAZKÂR / DEVR-İ HİNDÎ / ŞARKI
Lezzet almış geçmiyor sevdâ-yı dildârdan gönül
Geçti aylar geçti yıllar geçmedi yârdan gönül
Var mıdır bir fâide bu hâle ısrardan gönül
Geçti aylar geçti yıllar geçmedi yârdan gönül
Gönül, sevgilinin sevdasından lezzet almış, vazgeçemiyor. Aylar, yıllar geçti, gönül sevgiliden geçemiyor. Ey gönül, bu hâle ısrarla devam etmekten bir fayda var mı? Aylar, yıllar geçti, sevgiliden geçemiyorsun.