(O)
BESTEKÂRI MEÇHUL / MUHAYYER / NÎM SOFYAN / DÎVÂN
Ok gibi hûblar beni yaydan yabana attılar
Bilmediler kadrimi ucuz bahâya sattılar
Neydi vaktinde güzeller bûseler vâdettiler
Bir söz ile hâsılı şu gönlümü aldattılar
Hani ya sâdık deyû methettiğin ol nevcivân
Dün gece ol dilberi bir bâdeye oynattılar
Gördüm ol hûrî sıfat ağyâr ile ülfet eyler
Hasedinden Dertli’yi toplar gibi patlattılar
Güfte: Âşık DertliGüzeller, beni yaydan ok atar gibi uzağa attılar. Kadrimi bilmediler, ucuz pahaya sattılar. Ne vakitlerdi… Güzeller öpücükler vaat ettiler. Kısacası, bir söz ile şu gönlümü aldattılar.Hani, ‘sadık’ diye methettiğin o genç ve güzel sevgiliyi, dün gece bir içki karşılığında oynattılar. Gördüm ki o melek sıfat başkalarıyla dostluk ediyor. Hasetinden Dertli’yi toplar gibi patlattılar.
ŞEVKİ BEY / MUHAYYER / CURCUNA / ŞARKIOl gonca-dehen bir gül-i handân olacaktır
Âşıkları bülbül gibi nâlân olacaktır
Ahvâlimiz ol saçları Leylâ ile âhir
Mecnûn gibi âlemlere destân olacaktır
O gonca dudaklı, bir gülümseyen gül olacaktır. Âşıkları bülbüller gibi ağlayacaktır. Hâlimiz, o saçları Leylâ gibi olan sevgili yüzünden, sonunda Mecnun gibi âlemlere destan olacaktır.
ABDÜLHALİM AĞA / HİCAZ / AĞIRHAFÎF / BESTE
Olmada diller rübûde gamze-i câdûsuna
Deşt-i hüsnün saydolurlar şîrler âhûsuna
Çille-i sahtîn çeker her dem kemân ebrûsuna
Âferin erbâb-ı aşkın kuvvet-i bâzûsuna
Güfte: Fitnat
O güzelin büyüleyici bakışlarına, gönüller kaptırılır. O öyle bir ceylândır ki, güzelliğinin kırlarında aslanlar bile av olur. Kaşları her vakit sert bir yay kirişi gibi gergindir. Böyle zor bir sevgili karşısında, âşıkların gücüne âferin demek gerekir.
HACI ÂRİF BEY / SEGÂH / CURCUNA / ŞARKI
Olmaz ilâç sîne-i sad-pâreme
Çâre bulunmaz bilirim yâreme
Baksa tabîbân-ı cihân çâreme
Çâre bulunmaz bilirim yâreme
Kastediyor tîr-i müjen cânıma
Gözleri en son girecek kanıma
Şerhedemem hâlimi cânânıma
Çâre bulunmaz bilirim yâreme
Yüz parça olmuş kalbime ilâç yoktur. Yarama çare bulunmayacağını bilirim. Dünyanın bütün hekimleri yarama baksalar da, yarama çare bulunmayacağını bilirim.Sevgilinin kirpiklerinin okları canıma kastediyor. Sonunda o gözler kanıma girecek. Hâlimi sevgilime açıklayamam. Yarama çare bulunmayacağını bilirim.
ÜÇÜNCÜ SELİM / ZÂVİL / YÜRÜK SEMÂÎ / YÜRÜK SEMÂÎ
Olmuş nişân-ı tîr-i muhabbet civân iken
Kaşı kemân çeşm-i cihân pehlivân iken
Âhın temâm etmiş eser Dâniş ol mehe
Olmuş hilâl hüsn ile mihr-i cihân iken
Güfte: Dâniş
Henüz keman kaşlı, dünyanın gözü kadar değerli ve pek genç iken sevda oklarına nişan olmuş. Dâniş, o ay kadar parlak güzelden yeteri kadar âh etti. Dünyanın güneşi, onun güzelliği karşısında hilâle dömüş.
HACI FÂİK BEY / HÜZZAM / AĞIR AKSAK / ŞARKI
Olsa âlem reşk-i gülzâr-ı irem
Üstüne gül koklamam ey gonca-fem
Günde bin fasl-ı bahâr erse o dem
Üstüne gül koklamam ey gonca-fem
Dünya, Cennet’in gül bahçelerini kıskansa; ey gonca dudaklı sevgili, senin üstüne gül koklamam. Öyle bir zaman erişse ve günde bin kere bahar mevsimi gelse, yine de ey gonca dudaklı sevgili, senin üstüne gül koklamam.